Vizyonumuz
''Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmaz.''

  • DOLAR
  • EURO
  • ALTIN
  • BIST
Sabri Fedai AKALIN
akalin@fikir.news
Komplo Teorilerini Sever misiniz ? O zaman Buyrun..
  • 1
  • 1202
  • 09 Mayıs 2020 Cumartesi
  • +
  • -

Şimdiden Uyarayım…Eğer okuma özürlü iseniz buradan sonrasını okumayın, boşverin, “Bana göre değilmiş der”geçersiniz !

Komplo Teorileri her ne kadar bazılarına Saçma ve Hayal ürünü olarak da gelse, çoğu kez -zaman içerisinde – belki bir kaç nüans ile gerçekleşmiştir.
İnsanoğlunun bugüne gelmesinde etkisi olan en büyük buluşlar ve keşifler hep bir HAYAL ile başlamış, devrimci fikirlerle birleşmiş ve bazen onbinlerce deneme ile gerçekleşmiştir.

Anne ve Babasına kızarak evden kaçıp ilk bulduğu gemi ile Amerika’dan uzaklara gitmeye çabalayan – babası bir sonraki limanda indirmişti- Jules Verne (1828-1905), içindeki maceracı ruhu hayalleri ile birleştirerek bunları kaleme dökmüştü. Denizler Altında 20 bin fersah ilk romanıydı, onu Aya Seyahat ve 80 günde Devr-i Alem izlemişti. O gün inanılmaz olanlar bugünün gerçeği haline gelirken İnsanlığa sunduğu hayaller bir çok buluşa ilham kaynağı olmuş, en azından denenmesi için cesaretlendirmiştir.

Hayaller kurmak bir çok romancının ilk özelliği olarak görülürken neden Komplo Teorisyenleri dışlanır. Anlatıların açığa çıkarttığı Korku mu benliğimizi ele geçirmekte? Eşi tarafından aldatılan kişinin gösterdiği tepki gibi önce inkar, sonra karşı tarafı suçlama- yalnızlık hissi – suçu kendinde arama ve affetme. Bunların hepsi İnsan doğasının çevre şartları ile şekillendirilmiş hali..Ama sonuçta Acı Gerçek asla değişmez..

Evet, biz yine Komplo Teorimize dönelim…Ama nereden başlayalım ?

Bence zaman çizelgesine bağlı kalarak olayları birleştirelim. Bu bizi zaten sonuca götürecek.

TOHUM

İnsanlığın bir FELAKETE doğru koşar adım gittiğini fark eden Bill Gates gibi Sermayedarlar yıllar öncesinden TOHUM DEPOLARI kurmaya başladılar. Bunun için en uygun yer olarak hem çevre koşulları, hem ekonomik ve  hem meraklı gözlerden uzak yer olarak Kuzey Kutbu seçildi. Bill Gates Kuzey Kutbuna 1.100 km uzaklıkta bulunan, Kuzey Kutbu Okyanusu yakınlarındaki Barents Denizinde yer alan Svalbard tohum bankasına milyonlar yatırıyordu. Svalbard Norveç’in hak iddia ettiği ve 1925’te uluslar arası sözleşmeyle alınan çorak bir kaya parçasıdır.

Komplo - Svalbard Adası
Spitsbergen Adası – Svalbard Tohum Deposu

Tohum bankası, küçük Longyearbyen köyü yakınlarında bulunan Spitsbergen Adası üzerindeki bir dağın içine inşa edilmektedir. Yapılan açıklamalara göre neredeyse “işe” hazır durumdadır Banka hareket sensörleri olan çifte sıcak hava dalgası korumalı kapılar, iki ara bölme ve bir metre kalınlığında çelikle güçlendirilmiş beton duvarlara sahip olacaktır. Tüm dünyadan gelen üç milyon farklı tohum çeşidini içerecek, Norveç hükümetine göre “böylece ürün çeşitliliği gelecek için korunabilecektir”. Tohumlar nemden uzak kalmaları için özel olarak ambalajlanacaktır. Tam zamanlı çalışan personel olmayacak, ama deponun görece ulaşılamaz bir konumda olması, her türlü olası insan faaliyetinin izlenmesini kolaylaştıracaktır.

Bill Gates, Rockefeller Vakfı, Monsanto ve Syngenta ne zaman ortak bir proje için bir araya gelseler, Spitsbergen üzerindeki kayaların altını biraz eşelemekte büyük yarar vardır. Ama  Henry Kissinger’ın 1970’lerde ifade ettiği gibi: ‘Petrolü kontrol ederseniz ülkeyi kontrol edersiniz; ama yiyeceği kontrol ederseniz, halkı kontrol edersiniz” Kapitalist Gerçeğini unutmamalıyız.

Burada olayları ve gelişmelerini daha iyi anlayabilmek için Bilderberg Toplantılarından bahsetmemiz gerekiyor

Bilderberg Toplantıları

Halkı – İnsanlığı Kontrol etme düşüncesi primattan İnsana giden yolda birçok kez denenmiş, uğruna Savaşlar çıkarılmış… Savaş’ın olmadığı zamanlarda birleştirici ve Yönetenleri KUTSAL kılıcı olarak DİN piyasalanmıştır. Yönetim biçimine ne isim verirseniz verin, ortak amaç Halkı Kontrol etmektir. Bu, Hattuşaş’tan Babile, Firavunlardan  ve Roma’ya kadar değişmeden gelmiş, ilk adımları  Antik Atina’da atılan Demokrasi oyunu dahi, Halkları önce Sınıflara bölmüş-sınırlı geçirgenlik vadederek isyanları önleyen,  sistematik bir kontrol mekanizması olarak devam etmiştir.

21.yüzyıl başlarında ortaya atılan Medeniyetler Çatışması ise 8 Milyara dayanan Dünya Nüfusunu kontrol etmenin yeni bir yol tarifi olarak sunulmuştur.

Hollanda’da, Bilderberg Oteli’nde yapılan toplantılarla bu adı alan,Bilderberg toplantıları, İngiliz düşünce kuruluşu Chatham House tarafından bundan neredeyse 100 yıl önce ortaya atılan ve toplantı, çalıştay gibi görüşmeler sonrasında kişilerin fikirlerini rahatça ifade edebilmelerini sağlayan Chatham House Kuralı’nı benimsiyor.

Bu yaygın kurala göre, toplantıda geçen tüm konu ve öneriler kamuyla paylaşılabilir ancak herhangi bir katılımcının kimliği ya da görüşleri paylaşılamaz.

Bilderberg toplantılarının gizliği de bu kurala dayanıyor esasen. Her ne kadar sonraki yıl siyasette etkin olduklarına dair kuvvetli dedikodular çıksa da 2008 yılında yaptıkları basın açıklamasıyla, bu toplantılarda herhangi bir oylama yahut karar alma aksiyonu olmadığını ve politika önerileri dahil hiçbir ülkeye yahut kişiye ‘tavsiyede‘ bulunmadıklarını açıkladılar.

Amaç

30 yıl boyunca Bilderberg’in kurucularından biri olarak görev yapan Denis Healey,  Bilderberg toplantılarının dünyaya yeni bir düzen getirmeye çalışan gizli bir örgüt ürünü olup olmadığını sorgulayan iddialara yanıtı şöyle oldu:

“Tek Dünya Devleti kurmaya çalıştığımız yıllardır söyleniyor. Bu abartılı bir iddia fakat birbirimizi öldürdüğümüz, aç ve susuz bıraktığımız mevcut dünya düzenine bakıldığında tek bir devlet altında birleşebiliyor olmamız pek de fena olmazdı.”

Kendilerini nasıl tanıttıkları bir yana, Bilderberg toplantıları ‘dünyayı yönetenlerin’ kararlarını ortaya çıkaran toplantı olarak anılmaya devam ediyor.

Köklerinin 1920’lere gittiği bir mason örgütü olduğuna dair çokça iddia olan  Bilderberg’e ek olarak Dış İlişkiler Konseyi (CFR) ve Üçlü Komisyon(TC) adlı yan örgütlerin de tüm dünyanın kurallarını belirlediğini savlayan çokça iddia var. Komplo

Bilderberg toplantılarıyla anılan bir diğer isim Yeni Dünya Düzeni iddialarının merkezindeki yerini her daim koruyan David Rockefeller ve ailesi. Hani Tohum Depolarının kurulmasında Bill Gates ‘e ortak da olan Rockerfeller Vakfı Başkanı.

2019 yılındaki  Bilderberg toplantısı ise İsviçre’nin Montrö kentinde yapıldı. Avrupa ve Kuzey Amerika arasındaki diyaloğu güçlendirme amacı güden bu toplantılara sanayi, finans, akademi ve medyadan, liderler ve uzmanlar davet edildi. Katılımcıların “Chatham House” kuralı dahilinde toplantı içeriği hakkında bilgi vermelerine imkan tanınmaz iken,. bu seneki Bilderberg Toplantıları’nda doğrudan iktisadi sorunlar tartışılmadı ancak Amerika’nın Çin’e karşı ittifak kurma konusunda iktisadi değil ideolojik endişeleri ön plana çıkarmak istemesi,. belki işin iktisadi boyutunu ikinci plana atmış olabilir.

Toplantıda tartışılan bir diğer ana başlık, ticari ve teknolojik olarak giderek daha sıkı bağlarla birbirine bağlanan global düzende Batı ve Çin arasındaki ideolojik farkların nasıl bir uzlaşı temeline oturtulabileceği idi.

Çin ile teknolojik bir soğuk savaştan özellikle kaçınılması gerektiği, bunun hem iletişim kanallarında hem de teknolojide bir kopma yaratacağı vurgulandı.

Ve üç hedef belirlendi ; Rusya – Suudi Arabistan ve Çin

CORONA VİRÜS ve ÇİN

Çin son 20 yıldır başta taklit ürün ama sonra teknolojik sıçrama ile yeni ürünler geliştirerek Dünya’da Egemen Güç yarışına sermaye koyarak girdi. Özellikle Pasifik Ülkeleri ile başlayan etki alanı yaratma çabaları 1990 ların başından beri yerleşmeye başladığı Afrika’da daha da güçlenmesine, doğal kaynaklara erişimini ve su yolları ile ulaşım merkezleri yaratmasını sağladı. Artan refah seviyesi halkın Kırmızı et tüketimini de arttırdı. Klasik Pirinç ve Tavuk tüketimi yerini Domuz-Sığır  gibi kırmızı ete de yer açtı.

Haziran 2019 da Bildenberg toplantıları henüz bitmişken Çin’de bazı felaketler başladı.. Önce yine Wuhan merkezli baş gösteren Domuz hastalığı ülkenin kuzeyindeki çiftliklere kadar yayıldı. Afrika Domuz Vebası adı verilen salgın Rusya’nın Çin sınırını kapatmasına dahi neden oldu. Ekim ayı sonuna gelindiğinde onmilyonlarca Domuz itlaf edildi,çiftlikler kapandı.

Daha ne oluyoruz demeden, halk arasında kendisini zatürre gibi gösteren ama klasik ilaçlarla önü alınamayan yeni bir sıra ölümler başladı . Ölümler öyle ansızın artmaya başlamıştı ki Aralık ayı sonların’da bunun bir Epidemi olduğundan şüpheler artmaya başladı. Virüsün varlığı artık saklanamayacak noktaya geldi. Ve Kominist Partisi Yönetimi Demir Yumruk uygulayarak 60 milyonluk eyaleti tümüyle kapatma yoluna baş vurdu…İnsanlar evlerine hapsedildi.

Avrupa ve Amerika Hükumetleri olayları  uzaktan  izlerken, gelişmeleri  kendi kamuoyundan haberdar etmediler.  Fikir News olarak 7 Ocak’ta, belki de Avrupa’da bu konuda yayın yapan ilk gazeteyiz. Ama hakkını verelim 5 yıl öncesinden yaptığı bir konuşmada Bill Gates ” Çin’den çıkacak bir Virüsün tüm Dünyayı ele geçireceği ve milyonların ölümüne yol açacağı öngörüsünde (!) bulunmuştu.
Dünya artık geçte olsa Şubat ayında salgının Pandemi aşamasına geldiğini kabul ederek tedbirler almaya başladı. İş işten geçmiş İnsanlar ÖLÜM KORKUSU ile baş başa bırakılmışlardı.

Ve bu arada gündeme yeni bir kavram sokuldu… Sokuldu diyoruz çünkü insanlar artık itiraz etmeyecekleri kıvama getirilmişlerdi.

Artık İnsanlara ÇİP takma zamanı gelmişti.

Komplo - Çip Takma
Deri altına Çip takarak tamamen dijital takip gerçekleşecek

Deri Altına İzleme Çipi Takma

Ajanslara yeni bir haber düştüğünde takvimler 2002 yılı Şubat ayını göstermektedir.

Florida’da bulunan bir teknoloji firması, ABD hükümetine başvurarak, insanların derilerinin altına yerleştirilerek, kimlik belirlemesinde kullanılacak bir bilgisayar çipinin pazarlaması için onay istedi. Havaalanları, nükleer santraller ve diğer güvenlik öncelikli mekanlarda faydaları hızlı bir şekilde hissedilecek çipler, aşılması neredeyse imkansız bir güvenlik sistemi sağlayacak.

Deri altına yerleştirilecek çipler, bilimkurgu fikirlerinden birinin daha gerçeğe görüştüğünü gösteriyor. İnsan vücuduna çip yerleştirilmesini savunanlar, kolaylıkla taklit edilebilen kimlik kartlarının ve onlarca güvenlik görevlisiyle korunan mekanların, bu teknolojinin kullanımıyla birlikte tarih olacağını savunuyorlar. Bir pirinç tanesi büyüklüğündeki bilgisayar çipi kolaylıkla deri altına monte edilecek, ancak çıkarılması ve taklit edilmesi zor olacak.

Bu teknolojinin diğer kullanım alanları da ufukta yavaş yavaş görünüyor. Ufak bir cihaz eklenmesiyle, her hangi bir kişinin uydular sayesinde dünya üzerindeki her hareketini izlemek mümkün olabilecek, bu izleme sırasında kişinin medikal bilgilerine kadar yüzlerce detay bir veri tabanına aktarılabilecek. Kaçırma olayları ve sağlık sorunu olan kişilerin tıbbi destek alması gibi konularda bu teknoloji çığır açacak. Komplo

Ne kadar masum, ne kadar İnsanlık Yararına bir teknolojik gelişme , değil mi ? Hele ki COVID 19 gibi gözle görülemeyen ama tüm insanlığı teslim alan bir virüse karşı Korku ve Dehşete kapılmış Milyarların GÖNÜLLÜ olarak rıza gösterecekleri bir teknoloji.

UYDULAR

Bir önceki paragrafta özellikle koyu renk ile yazmamın nedeni şimdi daha iyi anlaşılacaktır.

Kendisi beş parasız iken birden ortaya çıkan, parlatılan, deha diye kamuoyuna sunulan yeni bir isim teknoloji ve finans alanında sahne almaktadır.

Elon Reeve Musk, bilinen adı ile Elon Musk 28. Haziran 1971 tarihinde Pretoria, Güney Afrika Cumhuriyeti’nde doğdu. Elon Musk, hem doğum yeri Güney Afrika Cumhuriyeti, hem Kanada, hem de Amerika Birleşik Devletleri vatandaşıdır.

SpaceX’in kurucusu ve Tesla Motors ile PayPal’ın (orijinali X.com) kurucu ortaklarındandır. SpaceX’te CEO ve baş tasarımcı; Tesla Motors’da başkan, CEO ve ürün tasarımcısı olarak görev yapmaktadır. Musk aynı zamanda SolarCity’nin de başkanıdır.
Tesla Motors ve SolarCity ile enerji sektöründe yer alan Musk,PayPal Ödeme sistemindeki ortaklığı ile de Finans alanında faaliyet göstermektedir.
Konumuzla dolaylı olmaları nedeniyle başka bir makalede bu firmaları da mercek altına alırız..Bugün bize gereken ise SpaceX.

Başlangıçta NASA(ve diğer ülkeler) için en büyük maliyet sebebi olan atmosfer dışına kadar taşıyacak roketlerin tekrar kullanılabilen modelini yaratma amacıyla kurulmuş olan Şirket, yaptığı denemeler ile bunu başardığını ilan etti. Kimilerine göre uçuk fikirleri ile insanları Mars’a götürecek Uzay Gemileri inşa edeceğini iddia eden Musk’un, asıl işte bu roketleri nerede kullanacağı merak konusuydu.

Çok gecikmeden yeni-yepyeni bir fikir ortaya attı Elon Musk. İnternete ulaşılamayan yerlere , mesela Afrika’ya hızlı ve ucuz hizmet sağlayacaktı. Peki nasıl olacaktı bu ?

Komplo
Gökyüzünde geceleri artık Yıldız göremeyeceksiniz.

Komplo Teorisinde Son Halka – STARLİNK

Öncelikle bir not düşelim: Samsung, Google ve Facebook’un da aralarında olduğu birçok firma, atmosfer veya yörüngede kurulacak sistemlerle internet sunma projesine kafa yormuştu. Ancak gerçekçi olduğumuzda bunu hayata geçirebilecek tek bir firma var: Uydu taşımacılığında lider ve yeniden kullanılabilir roketlere sahip olan SpaceX. Komplo

SpaceX, Starlink projesini 2015’te hayata geçirdi ve 2017’de ABD hükümetinden gerekli izinler alındı. Amaç, yörüngeye toplamda 4,425 uydu ateşleyerek küresel internet ağı kurmak. Yörüngede şu an görev yapan 1,459 uydu bulunuyor. Uzay çöplüğü olarak boş boş gezinenlerin sayısı ise tam 2,600. Bu kadar büyük bir karmaşanın içinde dünyanın roket yakıtını harcayarak bir uydu ağı kurmak haliyle herkesin kalkışabileceği bir proje değil. Buna rağmen SpaceX ilk adımı başarıyla tamamlamış durumda.

22 Şubat 2018 tarihinde gerçekleştirilen ateşlemede, Tintin A ve Tintin B olarak adlandırılan ilk iki Starlink uydusu California, Vandenberg Hava Kuvvetleri Üssü’nden yörüngeye ateşlendi.

Ünlü iş insanı ve girişimci Elon Musk’ın şirketi SpaceX bünyesinde gelişen proje Dünya’nın yörüngesine binlerce uydu gönderilmesini esas alıyor. Alçakta süzülen uydular internet akışını yeryüzüne yansıtıyor. Komplo

ABD tarafından izin alan ve şu ana kadar 12 binden fazla uydu gönderen Musk’ın girişimi, Uluslararası Telekomünikasyon Birliği’ne (ITU) resmi başvuru yaparak 30 bin Starlink uydusunda kullanılmak üzere radyo frekansı için izin istemişti. 40 binden fazla uydunun yörüngeye gitmesi beklenirken Musk daha önce kendi girişiminin 5G’ye rakip olabileceğini söylemişti. 5G Teknolojisinin ÇİN tarafından geliştirildiğinin altını tekrar çizelim..

Ve Şimdi ilişkileri birleştirelim.. Komplo Teorimizi geliştirelim

Bunu yaparken lütfen herşeyi COVID 19 Pandemisi ile insanoğlunun içinde bulunduğu bugünü, korku cehenneminin nasıl hazırlandığını unutmayın.

1 ) Tohum Depoları kurularak İnsanlığın karşılaşacağı felaketler ile ortaya çıkacak KITLIK korkusunun İnsanlara yerleştirilmesi.
Ne demişti Kissenger “Petrolü kontrol ederseniz ülkeyi kontrol edersiniz; ama yiyeceği kontrol ederseniz, halkı kontrol edersiniz

2 ) İnsanları kontrol altında tutmanın en önemli aygıtı teknolojinin sunduğu imkanları kullanmak ; yani ÇİP Takmak.

3 ) Çiplerden elde edilecek sinyallerin toplanması, değerlendirilmesi, kategorize edilip işlenmesi ve bütün bilgilerin kontrol amaçla kullanılması için gerekli teknolojik alt yapı ; UYDULAR

Sonuç olarak Komplo teorimiz için şunu söyleyebiliriz…Covid 19 ile korkutulan ve bir KITLIK ile karşı karşıya olduğumuza inandırılan İnsanlar gönüllü (ya da zorla) olarak kendilerine ÇİP takılmasına ses çıkart(a)mayacaklar. Kişisel tüm bilgileri ile hareketleri dünyayı çevreleyen UYDULAR vasıtasıyla takip edilecek.

Özgürlüklerinize Veda edebilirsiniz 

Bildenberg Toplantılarında nelerin konuşulduğu sır olabilir ancak gelişen olayları bir araya getirdiğinizde bir GİZEM olmaktan çıkabiliyor.

Sizler Komplo Teorisi deyip gülüp geçebilirsiniz ama şurası unutulmamalı ki, nihai amaç yine Bildenberg Toplantısı için zaten söylenmişti;

“Tek Dünya Devleti kurmaya çalıştığımız yıllardır söyleniyor. Bu abartılı bir iddia fakat birbirimizi öldürdüğümüz, aç ve susuz bıraktığımız mevcut dünya düzenine bakıldığında tek bir devlet altında birleşebiliyor olmamız pek de fena olmazdı.”

 

Sabri Fedai AKALIN

Visits: 339

Lütfen Beğeninizi Paylaşarak Bize Destek Olunuz
Sosyal Medyada Paylaşın: