Vizyonumuz
''Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmaz.''

  • DOLAR
  • EURO
  • ALTIN
  • BIST
Prof.Dr.Ali Fuat Kalyoncu
f.kalyoncu@fikir.news
Yemen görevi sonrası İsmet Bey (İnönü)’deki değişim
  • 0
  • 948
  • 13 Şubat 2021 Cumartesi
  • +
  • -

İsmet İnönü 1884 yılında İzmir’de doğmuş, ilk ve orta eğitimini Sivas’ta bitirip, yine Sivas’ta bir yıl Mülkiye İdadisinde okuduktan sonra 1897 yılında İstanbul’daki Mühendishane İdadisine gider. Çok çalışkan bir öğrencidir. 1901 yılında Mühendishane-i Berri Hümayun’a yani o zamanın Kara Harp Okuluna giren İsmet İnönü, bu okulu 1903’de topçu teğmeni olarak birincilikle bitirir. 1906’da Erkan-ı Harbiye mektebinden gene birincilikle mezun olur. İlk görev yeri Kurmay Yüzbaşı olarak Edirne’deki
2.Ordu’nun 8.Alay’ındaki bölük komutanlığıdır. 1907 yılında İttihat ve Terakki cemiyetine üye olur.

1908’de İstanbul’da çıkan ve 31 Mart Olayı diye bilinen ayaklanmayı Selanik’ten gelerek bastıran Hareket Ordusu’nda görevlidir. Bütün topçu subayları gibi geometri ve matematiği çok sever. Sonraki yıllarda da Atatürk ile olan tren seyahatlerinde bazen matematik problemleri çözerek vakit geçireceklerdir. Atatürk, Harf Devrimi sonrası bir Geometri kitabı yazacak ve üçgen, bölen, çarpan, pay, payda, teğet gibi bugün kullandığımız bir çok terimi ilk kez kullanacaktır. O nesil çok farklıdır. İsmet Bey çok iyi Fransızcası ve kendine yetecek ölçüde Almanca ve İngilizcesi vardır. İngilizceyi 50 yaşından sonra öğrenmiştir.

1910 yılında Yemen’de çıkan veya daha doğrusu yıllardan beri süren isyanı bastırmakla görevli Kuvva-i Seyyare ile Ahmet İzzet Paşa´nın komutasında Yemen´e gelen Miralay İsmet Bey burada tüm yaşamına damga vuracak başarılar gösterir. İzzet Paşa’nın görevlendirmesi ile isyancı Zeydilerin lideri İmam Yahya ve yönetimi ile üç ay süren görüşmeler sonucunda onlarla barış yapar. Yemen’de iki yılı aşkın kalan İsmet Bey, neticede İmam Yahya ile de dost olur, birbirlerini anlarlar. Birinci Dünya Savaşı sonrası, İstanbul ve Anadolu’yu işgal eden devletlerin temsilcilerinin yer aldığı Mudanya Konferansı´na heyet oluşturulması gündeme gelip de, Atatürk İsmet Paşa´yı önerdiğinde başta Rauf Bey ve Kazım Karabekir, İsmet Bey’in diplomat olmadığına dikkat çekerler. Ama Mudanya Mütarekesi müzakereleri, İsmet Paşa´nın tezleri etrafında kabul edilir. İşte Mustafa Kemal Atatürk, İsmet Paşayı Yemen ve Mudanya Mütarekesindeki bu başarılı müzakereci yönü nedeniyle Lozan’a gönderir. İsmet Paşa, 1938’de ülkemizin Atatürk’ten sonraki ikinci Cumhurbaşkanı olacaktır.

Yemen’de Klasik müzik

İsmet İnönü, klasik müzik dinleme alışkanlığını çok enteresan bir olay sonucu Yemen’de edinir. İnönü, Yemen akşamlarında, subay arkadaşları ile briç veya satranç oynayıp, müzik dinlemektedir. Çok iyi bir at binicisidir. Anılarında o günleri şöyle anlatır; Hayatımın iki yılı aşkın dönemi Yemen’de geçmiştir. Ben zevkleri alaturka olan biriydim. Batı musikisi zevkine orada alıştım. Yemen’de demiryolu yapan Fransızlar memleketlerine dönerlerken, bazı eşyalarını satmışlar. Bunlar arasında olan bir gramofon makinesi, pek çok plakları ile beraber Hudeyde kumandanı tarafından satın alınarak, bizim ordu karargâhına gönderilmişti. Yemen’de müzik ihtiyacına karşı derin bir hasret içindeydik. Gramofon bize bulunmaz bir nimet gibi geldi. Akşam üzeri karargâhtan, yattığımız eve geldiğimiz vakit hep beraber gramofon başına koşar ve plakları dinlerdik. Senfoni, opera parçaları, serenat vs. Bazen önceden bilmediğimiz parçalara dayanamayarak, makineyi bırakırdık. Ertesi akşam aynı tecrübeye devam ederdik. Bu ağır plakları dinlemeye tahammül çok uzun günler sürmüştür.
Sonra yavaş yavaş alışkanlık hasıl oldu. Benim hayatıma batı musikisinin terbiyesi böylece Yemen’de girmiştir.

Kur.Bnb.İsmet (İnönü) Bey, Ahmet İzzet Paşa Karargahında, Yemen -1912

İsmet beyin iki yıldan biraz fazla kaldığı Yemen’e Hamidiye kruvazörü ile yola çıkış tarihi 28 Şubat 1911 ve İstanbul’a dönüş tarihi ise 16 Nisan 1913’tür. Artık Birinci Dünya Savaşının rüzgarları esmektedir. Arkadaşı Kazım Karabekir’le birlikte izin alıp, 1914’de bir buçuk ay kadar bir Avrupa seyahati yaparlar. O dönemde ister görevli, ister turistik amaçla olsun subayların Avrupa’yı görmüş olmaları önemlidir. Ayrıca kulaklarındaki rahatsızlık Yemen’de artmıştır. Hem tedavi hem de bilgi ve kültürünü geliştirmek için Avrupa’ya gitmek ister. Biraz da bir topçu mesleği hastalığı olan işitme azlığı için gittiği doktorların da önerisi ile Avrupa’da kulaklarını da muayene ettirecektir. Herhalde
Yemen’de biraz para biriktirmiştir. Viyana, Münih, Berlin, Paris ve İsviçre’de gezerler. Sarayları, tiyatroları, operaları ve müzeleri görürler. Münih’teki fen müzesinden çok etkilenirler. Zamanın lokomotif, fonograf, elektrik aletleri vs. gibi bütün icatlarını orada yakından incelerler, müzelerin büyüklüğüne hayran kalırlar. Kadınların toplum içindeki katılımını görürler. Berlin’de Wagner’in bir operasını izlerler. Paris’te arkadaşları Ali Fuat Erden ile buluşup gezerler, Louvre müzesine hayran olur. Görüp göreceği Avrupa budur. Bu tarihten 8 yıl sonra gideceği Lozan Barış görüşmelerinde sadece çalışacaktır. İsmet bey bu geziyi özet olarak sorduklarında şöyle der; müzik terbiyemi Yemen mektebinden sonra, 1914’de Avrupa’da tamamladım. İnönü, klasik batı müziğinin ancak çok dinlenerek sevildiğini anlamıştır. Yıllar sonra yakınlarına şöyle der; İnatla dinlemezseniz sevemezsiniz. Bir kere sevdiniz mi vazgeçemezsiniz.

Eşine evlilik hediyesi olarak bir piyano

İsmet İnönü 13 Nisan 1916 tarihinde İstanbul’da evlerinin karşısındaki komşu kızı Mevhibe Hanım ile evlenir. 21 günlük evli iken Diyarbakır’a sefer görev emri çıkar. İsmet Bey düşünür, eşine unutulmaz bir hediye almak istemektedir. Neticede 30 altına bir duvar piyanosu alır. Klasik Batı müziği sevgisini eşine de aşılamak istemektedir. Hemen Rum bir bayan piyano öğretmeni tutulur. İsmet İnönü, Birinci Dünya Savaşı’nda Kafkas ve Suriye cephelerinde savaşırken, mektuplarında Mevhibe Hanım’ın piyano dersleriyle de meşgul olur. Mektuplarında derslerin nasıl gittiğini sorar sürekli. Ne yazık ki eşi piyano çalmayı pek beceremez, zaten kulağı da alaturkaya eğilimlidir. Zamanla eşi piyanoyu bırakmasın diye, alaturka çalmasına da razı olur. Ama Mevhibe Hanım da zamanla eşi gibi Klasik Batı Müziği’ne alışacak ve çok sevecektir. Çok sonraları, İnönü çifti, Ankara’da her cuma akşamı Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nı (CSO) dinleyecektir. Ankara Talat Paşa Bulvarı’ndaki konser salonunun 1. sıra sol bloktaki iki koltuğu üzerinde “İsmet İnönü” ve “Mevhibe İnönü”yazacaktadır. İsmet İnönü kendisine 21 Şubat 1964 tarihinde Mesut Suna adlı şahıs tarafından suikast yapıldığı akşam dahi CSO’da konsere gider. CSO Müdürü Mükerrem Berk, suikast akşamı İsmet İnönü’yü konser salonunda görünce çok şaşırarak “Paşam size biraz önce silah çektiler, nasıl bu kadar soğukkanlı olabiliyorsunuz?” der. İsmet İnönü’nün yanıtı ilginçtir; “Tarih boyunca çektiler ama hiç vuramadılar!”.

Viyolonsel dersi alan bir başbakan

İnönü artık parmak hareketlerinin azaldığı 50 yaşında viyolonsel çalmak ister. Bir erkeğin ağlayışıdır, denilen ve insan sesine en yakın sesleri veren viyolonsele karşı özel bir ilgisi vardır. Türkiye’ye dünyaca ünlü bir viyolonsel sanatçısı geldiğinde bütün işini gücünü bırakıp konsere gitmektedir. İlk dersini, CSO’nın viyolonsel sanatçısı Edip Tezer’den alır. İkinci öğretmeni ise Hitler döneminde Almanya’dan kaçan ve Türkiye’de viyolonsel ekolünün temelini atan David Zirkin’dir. Kulakları ağır işittiği için viyolonseli biraz özeldir, tahta akort kulakları sökülüp yerine metal vidalı kontrbas kulakları takılıdır. İsmet İnönü’nün viyolonsel kursu bir yılı aşkın sürer. Açıkça yazmak gerekirse, çalmayı iyi öğrenemez. 50 yaşından sonra bir müzik aleti çalınamayacağını söyleyenlere şöyle der; Ben de biliyorum bu yaştan sonra çalgı öğrenemeyeceğimi. Ama parmaklarımın tellere teması, tellerin titreşimini hissetmek, bu şekilde ses tonlarının çıkışını anlamak beni çok mutlu
ediyor”. Öğretmeni David Zirkin de merak edenlere, “İsmet Paşa viyolonseli göğsünde hissetmekten büyük bir zevk alıyor” diyecektir.
İnönü, çocuklarına Klasik Batı Müziği sevgisini, onları konserlere götürerek vermiştir. 1938 yılında kızı Özden’e Steinway marka bir duvar piyanosu alır, müzik öğretmeni tutar ama onun başarısı da pek istenilen düzeyde değildir. İsmet İnönü bu derslere bazen gelip izler ve Özden’e sürekli moral verir. İsmet İnönü için Türkiye’nin her evladı kendi çocuğu gibiydi. Bu nedenle, Harika Çocuklar Yasası’nı çıkarır. İdil Biret’leri, Suna Kan’ları ülkemize kazandırır. Günümüzde hala bu harika çocuklar ülkemizin yüzakıdır.

Henüz 5 yaşındayken Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’ye verdiği konserle başlayan ünlü piyano sanatçısı İdil Biret

 

Prof.Dr.Ali Fuat KALYONCU

Visits: 122

Lütfen Beğeninizi Paylaşarak Bize Destek Olunuz
Sosyal Medyada Paylaşın: