Vizyonumuz
''Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmaz.''

  • DOLAR
  • EURO
  • ALTIN
  • BIST
Prof.Dr.Ali Fuat Kalyoncu
f.kalyoncu@fikir.news
Osmanlı’da Klasik Batı Müziği ve Opera-5
  • 0
  • 1242
  • 02 Ağustos 2020 Pazar
  • +
  • -

 

 

II.Abdülhamid

V.Murad’ın ardından aynı yıl olan 1876’da, kardeşi II. Abdülhamid tahta geçmiştir. Amcası Abdülaziz ile beraber Avrupa gezisine katılan Abdülhamid de, ağabeyi Murad gibi Guatelli’den müzik dersleri almış ve çocukluğundan itibaren Batı müziğine büyük ilgi duymaktadır. Abdülaziz devrinde alaturka müziğe yönelen sarayın ilgisi, Abdülhamid döneminde tekrar Avrupa müziğine yönelmiştir. Sultan Abdülhamid’e ithafen, onun döneminde geçerli olacak ulusal marş için birçok müzisyen besteler yapmış, ancak tüm eserleri dinleyen padişah sarayın orkestra şefi olan Yesârizade Ahmet Necip Bey’in Hamidiye marşını seçmiştir. Tarihimizde bestelenen ilk sözlü marş olan bu eser 1909’da Sultan Reşad başa geçene kadar Osmanlı Devleti’nin marşı olarak geçerli olmuştur.
Hamidiye Marşını dinlemek için ;

Kendisi iyi bir piyanist olan Abdülhamid’in ilk hanımı olan Nazikeda Başkadınefendi de iyi bir piyanisttir. Abdülhamid; çocukları Ayşe, Zekiye, Râfia ve Nâime Sultanlar ve Şehzade Burhaneddin Efendiye piyano dersleri aldırmış, hatta bilhassa kendisi onların piyanoda pratik yapmalarına yardım etmiştir. Babası Abdülmecid’in şehzadelere Avrupa’dan birer piyano getirttiği gibi, kendisi de saraya piyano ve çeşitli müzik aletleri aldırarak çocukların müzik eğitimine ön ayak olmuştur. Ayşe Sultan’ın piyanonun yanı sıra arp çalmayı öğrenmesini desteklemiş, kızının konserlerini zevkle dinlemiştir.

Sarayın hiç bilinmeyeni: Harem BandosuAbdülaziz döneminde kapatılan Harem bandosu, Abdülhamid döneminde tekrar canlanmıştır. Harem bandosu Abdülhamid’in tahttan indirilmesinin ardından dağıtılmıştır. Abdülhamid, özellikle piyano ve yaylı çalgılar için yazılmış oda müziği eserleri ve İtalyan operaları dinlemeyi severmiş. Yıldız Sarayı’nda yaptırdığı tiyatroda çeşitli oyun ve operaları hususî olarak getirtir ve ailesiyle birlikte izlermiş. Sultan Abdülhamid, Yıldız Sarayı’nda çok büyük bir kütüphane kurmuştu. Siyaseten dindar, muhafazakar ve müstebit bir çizgiye yakın olan Padişah, özel yaşamında tam bir doğu-batı sentezidir.

Abdülhamid’in batı müziğine ilgisi Avrupa’da da yayıldığından birçok Avrupalı besteci Yıldız Sarayına beste göndermiştir ve destek istemiştir. Kendisi de hatıralarında bu durumdan, biraz şikâyet etse de, döneminde müziğin gelişimini desteklemiş, her ne kadar Batı müziğini dinlemekten daha çok zevk almış gibi görünse de yerli müziği de ihmal etmemiştir. Mûsikâ-i Hümâyûn ’un çalışmaları da Abdülhamid devrinde tekrar hız kazanmıştır. Guatelli, Abdülhamid zamanın da Mûsikâ-i Hümâyûn ‘un komutanıdır. Orkestranın klarnet sanatçısı Zâti Bey, Avusturya’dan Osmanlı’ya II. Abdülhamid için konser vermek üzere gelen bir koronun padişahın beğenisini kazanması üzerine saraydaki Türk müzisyenlerden çok sesli bir koro kurmuştur. Guatelli’nin Mûsikâ-i Hümâyûn’da yetişmesine katkıda bulunduğu besteciler ve ilk Türk şefler arasında Mehmet Ali, Saffet (Atabinen), Zâti (Arca), Pazı Osman, Faik ve Zeki (Üngör) Beyler vardır. Guatelli 1899’da İstanbul’da ölmüştür. Mûsikâ-i Hümâyûn ‘un son şefi, Yıldız Sarayında Abdülhamid’in himayesinde kurulan müzik okulunda yetişmiş, İstiklâl Marşımızın bestecisi olacak Osman Zeki Üngör, buradan aldığı birikimini Ankara’da Cumhuriyet yıllarına taşıyacaktır.

III.Selim ile başlayan batılılaşma hareketi artık tutmuştur.

Doğrusu son iki Padişah olan Mehmet Reşat ve Vahdettin’in kültür anlamda pek etkilerini bilemiyorum, belki de zor zamanlarda görev yaptılar, ama saraydaki batı kültürünü koruduklarını düşünüyorum. Birinci Dünya Savaşı ve ardından İstanbul’un işgali, ve bu padişahların aldıkları yanlış kararları ile Cumhuriyete geçiş, bence zorunlu olmuştur. Bir İngiliz zırhlısına binerek kaçan son Padişahın ömrü İtalya’da sonlanmıştır. Bu dönemde Atatürk gibi kültür birikimi kuvvetli, vizyoner bir liderin çıkması ise ülkemizin makûs talihinde eşsiz bir şanstır.

III.Selim ile başlayan bir süreci anlatmaya çalıştım ama aslında Batı müziği, batı kültürünün önemli bir ögesi ve bu sürecin başlaması Bizans hanedanına damat olan Orhan Bey’e kadar da götürülebilir. Macar Urban ustayı zamanın süper silahlarını imal ettirmek için görevlendiren, İtalya’yı işgal planları yaparken, öte yandan Gentile Bellini’yi İstanbul’a çağırıp resmini yaptıran ve sarayında aylarca ağırlayan Fatih Sultan Mehmet, mutlaka bu sürecin içindedir. Cumhuriyet zaten bu kültür birikimine dayanarak kültürel devrimlerini gerçekleştirmiştir. Harf devrimi, kıyafet devrimi, şapka devrimi vs. bu kültürel geri plan olmasa, yapılamazdı. Nitekim diğer İslam ülkelerinde bu kültür birikimi olmadığından, sadece Türkiye kendine özgü bir şekilde yoluna devam etmiş ve Cumhuriyet idaresine kavuşmuştur.

En şık Yeni Yıl Konseri: Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası sahnede

Mûsikâ-i Hümâyûn olmasaydı, bugün Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası olmazdı. Bugünün Türkiye’sindeki Batı müziği kültürünün temelleri 19. yüzyılda atılmış ve o dönemdeki her bir padişahın tavrı, bu müzik kültürünün gelişiminde rol oynamıştır. Dolayısıyla 19. yüzyıldaki padişahların Batı müziğine yaklaşımlarını araştırmak, Cumhuriyet Türkiye’sinde atılan adımların temel kaynağının izini sürmektir. Cumhuriyet döneminde, Atatürk’ün desteğiyle Türkiye’de çok sesli müziğin icra ve üretimi bir devlet politikası olarak desteklenmiştir. Radyo, televizyon ve sanal medya gibi imkanların gelişmesiyle zaten her tür müzik ve kültür artık her yere yayılmaktadır.

Hani bilinen bir sözdür, ne okuyorsanız o’sunuz, ne yiyorsanız o’sunuz ya da ne dinliyorsanız, o’sunuz.

Bu yazıyı hazırlarken bir sürü kitap, makale okudum, internet, vikipedi başta olmak üzere bir çok kaynak buldum. En çok beğendiğim derleme Evren Kutlay Baydar’a ait Sosyal Bilimler Dergisinde 2011 yılında yazdığı makaledir, ondan çok istifade ettim. Bu konuda ülkeme ait son 200 yıllık birikim beni memnun etti.

 

Prof.Dr.Ali Fuat KALYONCU

Visits: 167

Lütfen Beğeninizi Paylaşarak Bize Destek Olunuz
Sosyal Medyada Paylaşın:
Etiketler:
ABDÜLHAMİD