Vizyonumuz
''Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmaz.''

  • DOLAR
  • EURO
  • ALTIN
  • BIST
Prof.Dr.Ali Fuat Kalyoncu
f.kalyoncu@fikir.news
Osmanlı’da Klasik Batı Müziği ve Opera-4
  • 0
  • 707
  • 01 Ağustos 2020 Cumartesi
  • +
  • -

 

 

Sultan Abdülaziz

Sultan Abdülaziz - Biyografya

Batı müziğine babası II. Mahmud ve ağabeyi Abdülmecid kadar ilgi duymayan yeni Padişahın döneminde batı müziğinin gelişimi duraklamıştır denilebilir. Sultan Abdülaziz geleneksel bakış açısına sahip biri olduğundan alaturka müziği daha ön plana çıkarmıştır. Batı müziğine ayrılan bütçeyi azaltmış, Mûsikâ-i Hümâyûn geri planda kalmış, kadınlar orkestrası, fanfarı ve baleyi kaldırmış, operet ve opera çalışmalarını durdurmuştur.

1861’de Sultan Abdülaziz’in tahta çıkması üzerine Guatelli, padişaha ithafen Sultanî marşı olarak da bilinen Aziziye marşını ve sonrasında solo piyano eseri Osmaniye marşını bestelemiş, ve padişahın saygısını kazanmıştır. Demek batı müziğine ilgi azalmakla beraber yok olmamıştır. Kırım Savaşı sonrası iyileşen Avrupa ilişkileri padişahın bir Avrupa gezisi yapmasına sebep olmuştur.

Padişahların kendi ülkesi dışına, savaş amacı olmadan ilk diplomatik turistik çıkışıdır. Abdülaziz, Avrupa ziyaretleri sırasında Paris, Londra ve Viyana’da bir çok kez opera ve bale gösterisi izler ve bu temsillerden olumlu etkilenerek döndüğünde Taksim’de Tiyatro-i Hümâyûn kurulmasını istemiştir. Ayrıca, önceden İstanbul’a gelen Liszt’in damadı ünlü besteci Richard Wagner’in yaptığı Bayreuth Operası’na maddî yardımda bulunmuş ve bu yardım Avrupa’da ses getirmiştir. Muhtemelen Abdülaziz özel bir Wagner hayranı değildi ama o devrin protokolleri çerçevesinde bu yardımı yapmıştır. O dönemde Krallar, Sultanlar bilim ve sanata cömert yardımlarda bulunmaktadır. Bu dönemin bir diğer özelliği ise Türk sanatçılarının da opera temsillerinde görev almasıdır. Ülkeyi ziyaret eden yabancı devlet adamları da Osmanlı’yı ilgiyle izlemektedir. 1868’de İstanbul’a gelen Galler Prensi ve 1869’da gelen Avusturya İmparatoru İstanbul’da opera izlemişlerdir.

V.Murad

Kara Bir Kader ve Hüzünlü Bir Hayat: 3 Aylık Padişah V. Murad

1876 yılında Abdülaziz darbe ile tahttan indirilip yerine V. Murad geçince, devletin milli marşı, yeni bir beste yapılmadan, tekrar babası için bestelenen Mecidiye Marşı olur. Sultan Abdülaziz’in yeğeni ve II.Abdülhamid’in ağabeyidir. Sultan Abdülaziz ile beraber çıktığı Avrupa seyahati sırasında Avrupa’yı yakından görüp hayranlık duymuş, bu gezi sırasında İngiltere’de tanıştığı VII. Edward ile yakın bir dostluk kurmuştu. Kendisini Avrupalı prenslerden farklı görmeyen ve alafranga hayat biçimini seçen Sultan Murad, köşklerinin konuklarla dolup taşmasını sevdiğinden Jön Türkler, yabancı ve İstanbullu aydınlar ile sürekli görüşüyordu. Okumaya ve edebiyata oldukça düşkündü. Fırsat buldukça Fransa’dan getirttiği kitapları, yabancı gazeteleri uzun uzun okur, veliahtlık döneminde Şinasi, Ziya PaşaNamık Kemal gibi o devrin birçok şairi ile sohbetlerde bulunurdu. Bu çevrelerin etkisiyle olsa gerek, çeşitli kitaplar ve belgelere göre Mason olan tek padişahtır.

Sultan Murad, müzik eğitimi olduğundan, Donizetti Paşanın bu eserini kendi el yazısıyla nota defterine kaydetmiştir. Yeni bir marş olmasa da, sarayda dönemin Türk musiki bestecisi olan Rıfat Bey, V. Murad’ın tahta çıkışı hatırasına Priere (dua) isimli bir eser bestelemiştir. Notasının bir kopyası bugün İngiliz Ulusal Kütüphanesi olan British Library’de bulunmaktadır. Sultan Murad çok iyi piyano çalan ve Avrupaî dans türünde besteler yapan aydın biridir. Osmanlı padişahları arasında en çok müzik eseri olan kişidir. Şehzadeyken Guatelli’den ve İtalyan bir hoca olan Augusto Lombardi’den solfej ve piyano dersleri almıştır. Piyano için bestelediği vals, polka, polka-mazurka, quadrille ve schottische gibi Avrupa dans müziği formundaki eserleri ve askeri marşları dört cilt halinde İstanbul Üniversitesi kütüphanesi Nadir Eserler Bölümünde bulunmaktadır. V. Murad’ın kızları Fehime ve Hatice Sultanlar da piyano dersleri almış, başta marş olmak üzere batı müziğinin değişik formlarında eserler bestelemişlerdir.

V. Murad 93 gün gibi kısa bir dönem tahtta kalmış olsa da, Osmanlı’da Batı müziğini yaşatmış, padişahlığının öncesinde ve sonrasında kapatıldığı Çırağan Sarayında müziğe adadığı hayatını piyano çalarak ve beste yaparak geçirmiştir. Aydın Hevâsıbaşlığıyla armonize ettiği Zeybek, müzik tarihinde bir Türk halk türküsünün piyano için çok seslendirildiği ilk eser olarak kabul edilir. Akli dengesi yerinde değil diye tahttan 1876 yılında indirilen Sultan, 1904 yılında vefat etmiştir.

Visits: 56

Lütfen Beğeninizi Paylaşarak Bize Destek Olunuz
Sosyal Medyada Paylaşın: