Osmanlı’da Klasik Batı Müziği ve Opera-2 |
II.Mahmut
Bu dönemde aynı yıl, ilk saray bandosu olan Mûsikâ-i Hümâyûn kurulmuş (halk arasında mızıka olarak bilinir) ve İtalyan Giuseppe Donizetti yönetiminde çalışmıştır. Donizetti, Padişah için Mahmudiye Marşını bestelemiş ve 11 yıl ulusal marş olarak çalınmıştır. Bu marş, tarihimizde bestelenen ilk ulusal marştır. Mahmudiye Marşı, sonra bir şekilde İsveç’e ulaşmış ve İsveç’te resmi marşlar listesine kabul edilmiş, hala da o listede bulunmaktadır. Donizetti, veremden ölen II.Mahmut’tan sonra tahta çıkan Sultan Abdülmecit için de 1839’da Mecidiye Marşını bestelemiş ve o marş, tam 22 yıl resmi marş olarak çalınmıştır. O dönemdeki anlayışa göre sabit bir ulusal marş yoktur ve resmi marş her yeni padişahta değişmektedir.
Osmanlı içinde kurumsal anlamda çoksesli batı müziğini ilk yerleştiren Giuseppe Donizetti 1788’de İtalya’da doğmuştur. İstanbul’a geldikten itibaren 28 yıl yani kalan yaşamı boyunca Osmanlı Devleti’nin hizmetinde çalışmıştır. Sultan Mahmut’un kurduğu modern orduya bağlı bando teşkilatını hayatı boyunca Paşa unvanı ile yönetir ve ikinci vatanı olan İstanbul’da 1856’da vefat eder.
Donizetti 1808’de 20 yaşında iken Napolyon Bonapart‘ın Fransa ordusuna kayıt olmuş ve beş yıl boyunca asker olarak Avusturya ve İspanya seferlerine katılmıştır. 1814 yılında Napolyon Elba Adasına sürüldüğünde onunla birlikte adaya giden ekiptendir. Napolyon, Mart 1815’te Fransa’ya dönüp tekrar imparator olduğunda, bando şefi olarak onun yanındadır. Napolyon’un 19 Haziran 1815’de Waterloo Muharebesi‘nde yenilmesinden sonra ordudan ayrılır. Ardından Sardinya-Piyemonte Krallığı ordusu bandosuna katılır, 1821’de bulunduğu alayın müzik direktörü ve bando şefi olur.
Demek ki müzik çevrelerinde ismi duyulan bir kişi olmuştur ki, Osmanlı İmparatorluğu’nda yeni kurulan Mûsikâ-i Hümâyûn adlı saray orkestrasının şefi olmak üzere İstanbul’a davet edilir. Sultan II. Mahmut, Yeniçeri Ocağı’nı ortadan kaldıran reformu yapmış, bu eski orduyu dağıtmış ve yerine kurduğu yeni Asakir-i Mansure-i Muhammediyye ordusu ile birlikte batı tabanlı bir askeri eğitim programı uygulamaya başlamıştır.
Bu dönemde klasik Mehter müziği(ve Mehterhane eğitimi) yeni ordu için uygunsuz görülüp kaldırılmış ve yerine Mûsikâ-i Hümâyûn adlı yeni saray bandosu kurulmuştur. Donizetti İtalya’dan gelirken yanına Avrupa tipi bir askeri bando için gerekli olan müzik aletleri ile birlikte müzik öğretmenliği yapacak birkaç kabiliyetli İtalyan öğretmen de almıştı. İstanbul’a varınca ilk iş olarak Mûsikâ-i Hümâyûn’u yapılandırır ve bir ay içerisinde kendilerinden merakla icraat bekleyen padişaha ilk konserlerini verirler. İstanbul artık Donizetti için ikinci bir vatan olmuştur. Donizetti, burada öğrencilerine öğretmek için önce kendisi Hamparsum nota sistemini öğrenir, sonra da kendi bildiklerini bu sistem üzerinden öğretir. Sultan piyanoyu çok sever, haremdeki kadınlar için Viyana’dan bir çok piyano getirtilir. İtalyan müzik ekibi İstanbul dışında Bursa, Trabzon ve Adana gibi şehirlerde de eğitim vermişlerdir.
II. Mahmud klasik batı müziğinin yanı sıra opera ve tiyatroyu da desteklemiş, 1836 yılında sarayda oluşturduğu kütüphaneye Avrupa’dan 500 tiyatro metini getirtmiştir. 1830’lu yılların sonlarında artık İstanbul’da düzenli opera gösterileri verilmektedir. Sultan Mahmud, saray halkına, hanımlara ve gençlere batı müziğini sevdirmek için Çırağan’daki sarayında düzenli konserler düzenlemektedir. Erkek müzisyenlerin giremediği Harem için üflemeli bakır müzik aletleri çalan kadın müzisyenler orkestrası (Fanfar) kurulmuştur. Bu dönemde artık dünyaca ünlü besteci ve müzisyenler, dünya turnelerine Osmanlı sarayında verecekleri konserleri de eklemektedir. Sultan bu sanatçılara karşı çok bonkördür. Bu amaçla Rus büyükelçisi aracılığıyla İstanbul’a davet edilen ilk virtüöz besteci, arpçı Alvars olmuştur.
II.Mahmud’un bestesi olan Mahur Şarkı ;
Dizinin yarınki 3.ncü bölümünde Sultan Abdülmecit dönemini inceleyeceğiz..
Prof.Dr.Ali Fuat KALYONCU
Visits: 167