Vizyonumuz
''Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmaz.''

  • DOLAR
  • EURO
  • ALTIN
  • BIST
Prof.Dr.Ali Fuat Kalyoncu
f.kalyoncu@fikir.news
Manisa Moris Şinasi Hastanesi’nin Hikayesi
  • 0
  • 1557
  • 15 Kasım 2020 Pazar
  • +
  • -

 

 

Bu toprakların çok kültürlü olması ve dünyada iz bırakan bir çok insan çıkarması bana hep büyük bir zenginlik olarak gelmiştir. Anadolu bu harikulade geçmişi ile bazen insanların gelişimine katkıda bulunurken, bazen de çeşitli nedenlerle çok olumsuz olaylar yaşanmıştır. Osmanlı’dan Cumhuriyet’e geçiş döneminde yaşanan savaşlar, bir çok nitelikli insanın dünyaya saçılmasına neden olmuştur.

İşte bu insanlardan birisi de 1855 yılında Manisa’da dünyaya gelen, Sefarad kökenli yoksul bir Yahudi çocuğu olan Musa(Moiz) Eskenazi’dir. Dokuz yaşında iken difteri hastalığına yakalanır, bu hastalık o dönemde kuşpalazı diye bilinmekte ve çocukları öldürmektedir. Ömer Seyfettin’in Kaşı hikayesinde Hasan’ı öldüren hastalıktır. Kanuni Sultan Süleyman’ın annesi Hafsa Sultan adına 1538 yılında Manisa’da yaptırılan Sultan Camii Darüşşifasında Şinasi Bey isminde bir Türk doktor tarafından tedavi edilir ve sağlığına kavuşur. Anne ve babası doktora şükranlarını göstermek için oğullarına doktorun ismini koyarlar. Bu yaşanmışlık, Musa’nın yaşam boyu aklından çıkmayacak ve bu ismi hep kullanacaktır. Burası ücretsiz hizmet eren bir vakıf hastanesidir, küçük Musa kendisine söz verir, ileride zengin olursa bu doğduğu şehre tıpkı bu hastane gibi fakirlerden para alınmayan bir hastane yaptıracaktır.

Ailesinin dördüncü çocuğudur, Yahudi mezarlığında bekçilik yaparak ailesine yardım etmeye çalışmaktadır. Ancak günün birinde okur yazar olmadığı anlaşılınca işinden çıkarılır. Sonra yıllarca tütün işinde çalışır. 15 yaşında kardeşi Salamon ile birlikte, sığır taşıyan bir gemiye binerek cebinde 2 Mecidiye ile İskenderiye’ye giderler. Burada bir süre limanda çalışan Musa’nın zekasını fark eden Garafollo isimli bir Yunan tütün tüccarı onu yanına çırak olarak alır. Musa 30 yaşına kadar burada çalışır, tütün konusunda her şeyi öğrenir. Kendisini çok seven patronundan 25.000 Dolar borç alarak 1892 yılında hayaller ülkesi Amerika’ya gider.

Amerika’ya göç edince küçük yaşta kendisini tedavi eden Türk doktor Şinasi Bey’e duyduğu vefadan dolayı Morris Schinasi adını alır. 1893 yılında patentine sahip olduğu sigara sarma makinesi ve bu makinede sarılmış bir paket sigarayla Kolomb Dünya Fuarı‘na katılır. O dönemlerde tiryakilerin sigaralarını elle sarmalarından dolayı Moris Şinasi’nin bu makinesi devrim gibi bir yenilik olarak görülür. Moris Şinasi bu fuar sonrasında kardeşi Salamon’u da yanına ABD’ye aldırır. İki kardeş 1893 yılında Broadway’de Schinasi Brothers Company adında küçük bir sigara fabrikası kurarlar.

Bu dönemde sigara birçok doktor tarafından özellikle psikiyatri hastalarına ilaç olarak önerilmektedir. İşçi olarak 200 fakir Musevi aileyi Manisa’dan Brooklyn’e getirirler. Osmanlı’dan ithal ettikleri tütünleri hazır sigara haline getirip Natural marka ile satarlar ve o dönem şartlarında zengin olurlar. Üretimdeki sonraki marka Egyptian Prettiest olup, paketin üzerinde antik Mısır sembolleri vardır. Osmanlı tütünü kullandıkları için II.Abdülhamid, 1906 yılında iki kardeşi de Dördüncü dereceden Mecidiye Nanı ile ödüllendirir. İhracat her ülke için, her zaman önemlidir. Sultan kendilerine bu nişanların yansıra bir çok hediye ve iki adet Arap atı hediye eder.

Moris Şinasi işleri nedeniyle sık sık seyahat ettiği Selanik’teki iş arkadaşlarından Jozef Ben Rubi’nin 16 yaşında olan kızı Laurette ile tanışıp 1903 yılında evlenir, üç çocukları olur. 1916 yılında sahip olduğu şirketi, American Tobacco Company’e 3.5 milyon ABD dolarına satarak iş hayatından çekilir. Üç çocuğundan en meşhuru modacı olan kızı Altina 1907 yılında doğmuş ve 1999 yılında vefat etmiştir. Altina, 1995 yılında kendisinin ve ailesinin anılarını kitap olarak yazmıştır; The road I have travelled. Heykeltıraşlık, tasarımcılık, film yapımcılığı gibi dolu bir kariyere sahip olan Altina Şinasi, New York’un ünlü 5. Caddesi’ndeki mağaza vitrinlerinin tasarımcılığını yapar. 1939’da gözlük sektöründe yarattığı devrim için Lord & Taylor Amerika Tasarım ödülünü alır. 1950’lerde Marylin Monroe da dâhil olmak üzere pek çok Hollywood ünlüsünün kullandığı, dünyaya yayılan halen de revaçta olan “kedi gözü” gözlükleri tasarlamıştır. İki torunu da film yapımcısı olup, büyük olan Terry Sanders Oscar ödülü kazanmıştır.

 

Moris Şinasi Milletlerarası Çocuk Hastanesi

Hep doğduğu şehir olan Manisa’ya bir çocuk hastanesi yaptırmayı arzu etmekteydi ya, ömrü ne yazık ki bunu görmeye yetmez. Eylül 1929 yılında hayatını kaybeden Moris Şinasi 5 milyon dolarlık servetinin önemli kısmını hayır işlerine ayırmış ve parasının 1 milyon dolarını doğup büyüdüğü Manisa’da bir çocuk hastanesinin kurulması için bağışlamıştır. Eşi Laurette eşinin son arzusunu yerine getirmek için epey çalışır. 1930 yılında Türkiye’ye gelir ve eşinin bu vasiyetini resmi makamlara iletir. Dünyanın büyük bir ekonomik buhran yaşadığı o yıllarda bu teklif çok önemlidir. Genç Türkiye’nin Sk Bakanı Refik Saydam ve Başvekil İsmet İnönü ile görüşür, belki de pazarlık ederler. Neticede Türkiye bu projeye katkıda bulunacak durumda değildir, bu teklifin bir de geleneksel vakıf usullerine uygunluğu için düzenli bir gelirinin de olması gerekir. Türkiye idarecileri bu teklifi ancak bu şekilde kabul ederler.

Mirasın 800 bin doları düzenli gelir için ABD borsasına yatırılır, geri kalan 200 bin dolarla da hastane inşa edilir ve tıbbi ihtiyaçları karşılanır. Bina, New York’un ünlü mimarlık firması Thompson and Churchill Architects tarafından tasarlanır. Hastanenin inşaatından sorumlu Allen Harisson da Manisa’ya gelir. İnşaat 1 Haziran 1932’de başlar ve Hastanenin açılışı 15 Ağustos 1933 tarihinde düzenlenen bir törenle vali Lütfi rdar tarafından yapılır. Dr.Lütfi Kırdar, genç Cumhuriyeti kuran idealist efsane doktorlar kadrosundan önemli bir kişidir, Kerkük doğumlu, sonradan Sağlık Bakanlığı ve İstanbul valiliği de yapacaktır. Bugün İstanbul Kartal’da onun ismini taşıyan bir eğitim hastanesi bulunmaktadır. Moris’in yakılan bedenine ait külleri, hastane duvarındaki Moris Şinasinin doğduğu şehre hediyesidir ibaresinin bulunduğu anı plakasının arkasına gömülür. Günümüzde ABD borsasındaki gelirin bir kısmı hala her yıl düzenli olarak hastaneye bağışlanmaktadır.

Hastanenin taze sebzeleri kendi bahçesinden, yumurtaları kendi kümesinden gelmek üzere kurulur. Çok güzel bir ısınma ve havalandırma sistemi vardır. Ambulansı, atlı bir arabadır. İçinde o zaman için yenilik olmak üzere çok orijinal bir asansör bile vardır. Borsaya yatırılan paradan her yıl  30.000 ABD doları gelir, Ziraat Bankasındaki özel bir hesaba yatmaktadır. Açıldığında bu hastaneden uzmanlar dünyanın en iyi donanımlı ve en iyi planlanmış küçük hastanesi diye bahsetmektedir. 40 yataklı hastanenin koğuşları, tıptaki en son yeniliklere göre donatılmıştır. Hastane, binasının taşlarına kadar özel bir gümrük muafiyet kanunu çıkarılarak ABD’den getirilmiştir.

Hastane, Manisa Merkez Efendi Devlet Hastanesi bünyesinde “Morris Şinasi Çocuk Kliniği ve Hizmet Binası” adı altında halen daha hizmet vermektedir. Din ve köken ayırımı gözetmeden Anadolu’nun tüm çocuklarına hizmet verecek bir çocuk hastanesi kuran bu yüce yürekli kişiyi hayırla yad etmek gerekir. Toprağı bol olsun

Bugün

Doğduğu yere bağlı olan bir Musevi vatandaşımızın bence tamamen yerli kültür kökenli ve iyiniyetli bir projesidir bu. 27 Ekim 2018 tarihinde Manisa Merkez Efendi Şehir Hastanesi açılınca, Morris Şinasi Milletlerarası Çocuk Hastanesi, bu Şehir Hastanesine taşınır. Morris Şinasi Milletlerarası Çocuk Hastanesi, poliklinik hizmet binaları olarak kalır. Hastane gelirini yöneten dernek, kurulduğundan beri genelde başhekimlerle yönetilirken 2010’dan sonra bu dernekler sivil kişilere bırakılır. Yolsuzluk iddiaları işte bu dönemden sonra gündeme gelir. ABD’den düzenli gelen yıllık geliri ile ilgili TBMM‘ye yansıyan yolsuzluk iddiaları gündeme gelir. 2016’da bu dernek, bir cemaat bağlantılı olduğu gerekçesiyle kapatılır. Ancak Morris Şinasi Hastanesine düzenli gelen yıllık ödemelerin ne olduğu ve halen gelip gelmediği net olarak bilinmemektedir. Tamamen yurtdışından düzenli gelen ABD dolarları ile yıllardır yaşamını sürdüren hastane eskidiyse restore edilerek yenileneceğine, kapatılıp yerine ödemeleri dolarla yapılan ve anlaşmazlık halinde Londra mahkemelerinin yetkili olduğu bir yapıya dönüştürülmüştür.

Neden Türk mahkemeleri devreye girememektedir, bilinmez. Anlaşmalar nedense devlet sırrıdır. Bu hastanenin son durumunu bilenler varsa belki açıklama yapılır da, herkes öğrenir.

Prof.Dr.Ali Fuat KALYONCU

Visits: 306

Lütfen Beğeninizi Paylaşarak Bize Destek Olunuz
Sosyal Medyada Paylaşın:
Etiketler:
MORRİS