Vizyonumuz
''Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmaz.''

  • DOLAR
  • EURO
  • ALTIN
  • BIST
Prof.Dr.Ali Fuat Kalyoncu
f.kalyoncu@fikir.news
İngiliz Kemal
  • 0
  • 574
  • 08 Ağustos 2021 Pazar
  • +
  • -

 

İngilizlerin James Bondu, Lawrenceı varsa bizim de İngiliz Kemal’imiz var

Yakın ve uzak tarihimiz enteresan simalarla doludur. Bu topraklarda doğmuş büyümüş ve tüm hayatı burada geçenlerimiz varken, aileleri melez olanlar, çeşitli nedenlerle dışardan buraya göçmen gelenler veya buradan dışarı gidip de oraların kültürü ile yoğrulan ama neticede yine ülkesine hizmet eden kozmopolit insanların hepsi birden tarihimizi ve toplumumuzu oluşturur. Herhalde Anadolu halkının önemli bir kısmı bu özellikte kişilerdir. Bu sıradışı insanların ülkemize faydaları da sıradışı önemlidir. İngiliz Kemal olarak bilinen ama esas adı Ahmet Esat Tomruk olan kişi de, böyle bir kişidir. Tomruk eğer bir Avrupalı olsaydı, meşhur İngiliz casusu Thomas Edward Lawrence gibi çok meşhur biri olabilirdi. Ancak yine de onu konu alan anıları, romanlar, filmler ve hatta çizgi romanlar sayesinde epeyce bir kişi onu tanımaktadır.

Çocukluğu ve gençliği

Muhtemelen 1893 yılında İstanbul’da Cerrahpaşa’nın Altın Mermer semtinde doğmuştur.

Evkaf nezareti Varidat Kalemi müdürü babası Mehmet Reşit Bey vefat ettiğinde beş yaşındadır, annesi Sıdıka hanım ile Hazine-i Hassa Kalemi Katibi olan dayısı Sezai Bey’in yanına giderler. Çocukluktan beri sporla çok ilgilidir. Emirgan’da ilkokulu okuyan Esat, orta öğretim dönemi gelince dayısı tarafından 679 numara ile Galatasaray Lisesine kaydettirilir. Çalışkan bir öğrencidir. Lisan eğitimini geliştirmek için yurtdışından mektup arkadaşları edinir. Ancak Abdülhamid döneminde sık sık mektup alıp göndermek sakıncalı bir konudur ve genç yaşında hafiyelerce Yıldız Sarayı’nda sorgulanır. Ayrıca gençler bu arada yurtdışındaki İttihatçılarla da mektuplaşmaktadır. Esat da yabancılarla mektuplaşırken ünlü İttihatçılardan Ahmet Rıza Bey ile de yazışmaktadır. Bu olaylardan çekinen dayısı, Ahmet Esat’ı 1908 yılında yabancı bir şilebe kaçak olarak bindirerek, İngiltere’ye yollar. Esat 16 yaşında, bindiği gemide yalnız olarak, bilmediği bir ülkeye giderken yakalanır. Yolda uygun zamanlarda kaptanla yaptığı sohbetler nedeniyle, kaptan Esat’ı sever, İngiltere’ye gidince onu manevi oğlu gibi evine alır ve onun Navy College’e kayıt olmasına aracı olur. Esat zaten birkaç yıldır boks ile ilgilenmektedir, İngiltere’de okurken profesyonel olarak boks yapar. Lisan öğrenmeye çok meraklı ve kabiliyetlidir, İngilizceyi lehçeleri ile bile konuşmayı öğrenir. 1914’de mezun olduktan sonra, uygun zamanlarında Avrupa’yı gezer. Bir ara Paris’te kalır, boks yapar. Avrupa kültürünü en ince detaylarına kadar öğrenir.

Birinci Dünya Savaşı başlamadan İstanbul’a döner. İstanbul’da İttihatçılar yönetimdedir. Önce Topçu Asteğmeni olarak Çanakkale’ye gönderilen Esat Bey, sonra lisan durumu göz önüne alınarak Teşkilat-ı Mahsusa’ya alınır, burada çetecilik dersleri görür, ayrıca İtalyanca ve Rumca öğrenir. Bir  ara Kut’ül Amare’de esir edilen İngiliz generali Townshend’in yanına hapsedilerek ondan gerekli bilgileri almakla görevlendirilir. 1918’de İstanbul işgal edilince şehirdeki İngiliz boksörlerle ringlerde maç yapıp, başarılar kazanan Ahmet Esat sporcu İngilizlerin de ilgisini çekmiştir. Ahmet Esat, tutuklu İttihatçılar’ı kurtarmak için çalışırken, bir ara İngiliz istihbaratı tarafından tutuklanarak Beyoğlu’ndaki İngiliz hapishanesine atılır. Burada işkence de gören Ahmet Esat Bey, bir ara firar teşebbüsünde bulunur, yabancı bir gemiye binip kaçarken Çanakkale Boğazı’nda yakalanıp, tekrar İstanbul’da hapse atılır. Bir süre sonra Çanakkale’deki sahra hapishanesine gönderilir. Hapishane günlerinde boş durmaz, İstanbul’un ünlü yankesicisi Rum Koçaki’den ileride bazen işine yarayacak yankesiciliği öğrenir. Orada Müslüman Hintli askerlerle yakın ilişkiye girerek onların sempatisini kazanır ve bir müddet sonra da buradan kaçar. Ahmet Esat Bey, İngiliz Sahra Hapishanesi’nden kaçtıktan sonra Biga’da Kuvâ-yi Milliyeciler’e sığınır. İşte bu dönemlerde ona artık İngiliz Kemal adı takılır. Sonradan bazı gazeteler bu ismin kendisine Kazım Özalp veya Atatürk tarafından verildiği de yazar.

İstiklal Harbinde

Ankara’ya giden İngiliz Kemal, Mustafa Kemal Paşa, Genelkurmay Başkanı Albay İsmet (İnönü) Bey ve Fevzi Paşa tarafından da kabul edilir. Esat Bey, Yunan ordu karargahına girip bilgi toplamak için Genelkurmay İstihbarat Şubesi’nde görevlendirilir. Önce Antalya’dan Rodos’a geçip, burada kendini Amerikalı gazeteci Harry Willy olarak tanıtır. Rodos kumarhanelerinde hileyle kazandığı 45 bin frank ile Yunan işgalindeki İzmir’deki görevine gelir. Demek Rodos o zamanlarda da turistik bir bölgedir. Ege bölgesindeki Anzavur çetesine sızarak, onların çökertilmesini sağlar. Esat Bey’in İzmir’deki hayatı zengin bir Amerikalı gibidir. Kısa sürede gece hayatının aranan bir siması olan Esat Bey, üst düzey Yunan subaylarıyla samimi dostluklar kurar. Hatta onların bazı gizli toplantılarına dahi katılıp, aldığı bilgileri İzmir’de kendisi gibi görevli bulunan Uşaklı Alaattin Tiritoğlu vasıtasıyla Antalya mutasarrıfı Aşir Bey’e aktarır.

İzmir’de Yunan ordusu kurmay başkanı Sarıyani’nin akrabası olan zengin Angelika’yla gönül ilişkisi kuran Esat Bey, Yunan subaylar için bir kulüp gibi olan bu evden epey bilgi öğrenir. Esat bey çok güzel dans etmektedir.

Gazeteci kimliği ile Chicago Tribune gazetesi adına Yunan İşgal Kuvvetleri başkomutanı Anastasias Papulas ile röportaj yapar. Yunan Kralı’nın Anadolu gezisinde kendisiyle beraber olacak gazeteciler arasına girer. Yani Kuvâ-yi Milliye istihbaratı her yerdedir. Ancak bir süre sonra İzmir Kordon’da yemek yerken Çerkez Ethem, Manyaslı Şevket ve Ethem’in fotoğrafçısı Necati Beyler tarafından tanınır ve yakalanır. Fakat o, bu tutukluluk dönemi sırasında hiçbir şekilde Türkçe konuşmayarak gerçek kimliğini saklar. Hatta Yunan hâkimler bile onun gerçek bir Amerikalı olduğuna kanaat getirir. Yargılanırken Yunanistan’a nakledilir. Ama o 14. ayda Atina’daki hapishaneden kaçmayı başarır ve el becerileri konusunda usta biri olduğundan caddede avare avare dolaşan birisinden çaldığı parayla bir Fransız şilebine kaçak olarak binip tekrar İzmir’e gelir. Yunan hapishanesinde iken isyan için komünist bir örgüt kurduğu yazılmaktadır.

Bu sefer yeni görev yeri Batı Trakya’dır. Burada, o esnada Yunan Ordusu’nun hizmetindeki Ermeni general Antranik’in karargâhına sızmayı başarır ve aldığı çok değerli bilgileri yine Ankara’ya ulaştırır. Görev yaptığı İtalya, Trablusgarp gibi yerlerde çeşitli kimlikler kullanmaktadır.

Cumhuriyet Dönemi

Ahmet Esat Bey, 1924 yılında Cumhuriyet kurulunca Genelkurmay’daki istihbarat görevinden ayrılır, Millî Mücadele dönemini içeren anılarını yazıp yayınlar. Tomruk soyadını alacak olan Ahmet Esat Bey, İstanbul’a yerleşir ve tercüman-rehber olarak çalışır, bu arada 1932’ye kadar hafif sıklet boks şampiyonluğunu kimseye bırakmaz. Çok maceralı bir hayatı vardır, belki de gizli görevine devam etmektedir. İlk eşi Mevhibe Hanım’dan ayrıldıktan sonra 11 Şubat 1943 tarihinde Dorothy Minnic adlı bir Macar asıllı İngiliz aktrisle evlenir. Ancak bu hanımla da geçinemez ve Beyoğlu’ndaki dairesinde yalnız yaşamaya başlar. Hakkında yirmiyi aşkın roman vardır ve iki film çekilmiştir. 1960 yılında devrin popüler dergilerinden Pazar’da Vural Sözer’in yazıp, Altan Erbulak’ın çizgilerini yaptığı anıları yayınlanmıştır.

1964’de tek taraflı felç geçiren Esat Bey, uzun süre kapalı yerlerde kalamaz ve o haliyle yattığı hastaneden kaçar. Parasız kaldığı duyulunca, Ankara’da onu tanıyanlar devreye girerler ve 26 haziran 1964’de 487 sayılı kanunla kendisine 500 TL maaş bağlanır. 9 Şubat 1966’da İstanbul’daki Pasteur Hastanesine beyin kanaması ile kaldırılır ve 14 Şubat günü vefat eder. Ertesi gün Şişli Camii’nden ikindi namazı sonrası kaldırılan cenazesi Emirgan’daki aile mezarlığına defnedilir.

Hakkında ciddi araştırmalar yapılacak, film değil dizileri yapılacak, heykeli dikilecek bir kişidir.

 

Prof.Dr. Ali Fuat KALYONCU

Hits: 38

Lütfen Beğeninizi Paylaşarak Bize Destek Olunuz
Sosyal Medyada Paylaşın: