Vizyonumuz
''Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmaz.''

  • DOLAR
  • EURO
  • ALTIN
  • BIST
Prof.Dr.Ali Fuat Kalyoncu
f.kalyoncu@fikir.news
Eartha Kitt İstanbul’da
  • 0
  • 1311
  • 14 Kasım 2020 Cumartesi
  • +
  • -

 

Genç Türkiye’nin İstanbul’u, Afro-Amerikan şarkıcı Eartha Kitt için eşitlikçi bir şehirdi

1492’de Amerika’nın bulunması, oranın yerlileri olan Kızılderililer ve Afrika’dan oraya köle olarak taşınanlar için çok kötü bir dönemin başlangıcı anlamına geliyordu. Açıkçası Kızılderili yerlilerin iş verimleri düşüktü ve çalışmıyorlardı. Halbuki Afrika’dan gelen siyahi köleler hem daha güçlü hem de iyi çalışıyorlardı. Amerika’nın gelişmesinde ve sermaye birikiminde bu kölelerin çok önemli bir yeri olmuştur. 1800’lerin başında Amerika’daki köle sayısı beyazların sayısını geçmişti. Kadınların yaşamı daha da korkunçtu. Gemilerde başlayan tecavüzler, tarlalarda sürekli olarak sürüyordu. Kadınlar ne kadar çok çocuk doğurursa o kadar çok sayıda köle oluyor, beyaz sahipler zenginleşiyordu.

Buşartlarda yaklaşık 20. yüzyılın başına kadar ABD’de siyah bir kadına tecavüz suç değildi, beyaz erkeğin ilk gece kullanım hakkı olarak görülmekteydi. Ömür boyu köle olarak kalacak siyahilerin beyaz efendilerinden olan gayri meşru çocukları da köle oluyordu. Ne yazık ki Amerikan iç savaşı, kağıt üzerinde iyileşmeler yaptıysa da, özellikle güney eyaletlerinde bunların yaşama geçmesi çok zordu. Ünlü şarkıcı Eartha Mae Kitt 1927 yılında Güney Carolina’nın pamuk tarlalarında hayata bu şartlarda başlar. Kızılderili ve Afro-Amerikan melezi olan annesi onu büyütür. Muhtemelen Alman asıllı olduğu söylenen ve hiç tanımadığı biyolojik babası, annesinin o dönemde çalıştığı çiftliğin sahibidir. Eartha, dünya, toprak anlamına gelmekteydi, kimse bu küçük kızın sonradan 1950’li yıllarda bütün dünyaca tanınan bir şarkıcı olacağını hatta bir dönem İstanbul’da bile yaşayacağını herhalde tahmin edemezdi.

Eartha Kitt

Eartha Mae Kitt

Çocukluğu zor şartlarda geçer, hem beyaz değildir hem de rengi annesinin beraber yaşadığı arkadaşlarından daha açıktır. Bu nedenle hep dışlanır. Sekiz yaşına gelince New York’ta Harlem‘de yaşayan teyzesi Mamie’nin yanına gönderilir. Katıldığı Katherine Dunham Dans Kumpanyası ile 20 yaşından önce neredeyse bütün dünyayı dolaşır. Paris’te sahneye çıktığı gece klübünün patronu onun sıradışı müzik yeteneğini görür ve assolist olarak iş verir. O dönemlerde çok ünlü bir aktör ve yönetmen olan Orson Welles, kendisinden “the most exciting women in the world” diye bahseder (dünyanın en heyecan verici kadını). Welles, Eartha’yı ünlü Dr.Faust filminde Truvalı Helen karakterinde oynatır. Bu, o dönemde siyahi bir sanatçı için ulaşılabilecek çok üst düzey bir görevdir. Yine 1960’ların ünlü televizyon dizisi Batman’ın son bölümlerinde Cat women karakteri ile karşımızdadır. Bu dizi 1989 yılında İsveç televizyonlarında oynarken henüz küçük olan kızım Begüm pek severdi.

 

 

İstanbul macerası ve Ahmet Ertegün

İkinci Dünya Harbi sonrası NATO’ya da giren Türkiye, dünyanın gözde ülkelerinden biridir, İstanbul da gözde bir şehir. Avrupa’dan daha doğuya gidecekler, burada birkaç gün dinlenirler, Ortadoğu ülkelerinden ise buraya gelmek bir ayrıcalıktır. Bölgede İstanbul’a rakip ikinci popüler şehir Beyrut’tur. Eartha 1949 yılında Elmadağ caddesinde açılan dönemin gözde yeri Kervansaray gece kulübünde 1951’de sahne alır. Biraz ileriye 1955’de Harbiye Hilton oteli açılacaktır. Eartha burada Türkçe ve İngilizce söylediği Üsküdar’a gider iken (Katibim) şarkısı ile o zamanın deyimiyle Türk dinleyicisinin gönlüne taht kurar.

Bu şarkı ile tanışmasının enteresan bir hikayesi vardır. Babası Türkiye’nin ilk büyükelçilerinden olan Ahmet Ertegün 1947 yılında sonradan ABD’nin en ünlü müzik şirketlerinden olan Atlantic Records’u kurmuş ve kendisi ile çalışacak yetenekli şarkıcılar aramaktadır. Bir gece gittiği bir kulüpte sahneye çıkan ufak tefek bir siyahi kıza bayılır. Kızın harika bir sesi vardır ve zarafetiyle Ahmet beyi büyüler. Sahneden indiğinde kendisini masasına davet ederek ona bir plak yapmayı önerir. Ama o başka bir plak şirketiyle, bir albümlük anlaşması olduğunu ama henüz hangi parçaları söyleyeceğini bilemediğini anlatır. Bu olayı bir fırsat olarak gören Ahmet Bey, kıza yardım etmeyi teklif eder. Aslında kafasındaki plana göre, kıza başarısız olacağı kötü şarkılar söylettirecek ve böylece bu plak tutmayacak, çalıştığı şirketi kontratını uzatmayacak ve kız da Ahmet Beye gelecektir. Kız merakla Ahmet beyi dinlemektedir. Ahmet beyin aklına çocukken Türkiye’de çok bilinen bir şarkı gelir, Katibim. Ahmet bey şarkıyı biraz mırıldanır, kız şarkıyı çok beğenir ve okur, ancak sonuç hiç de Ahmet beyin beklediği gibi olmaz. Parça tutar ve kız meşhur olur. Eartha’nın bu plağı milyonlarca satar. Sonradan çıkaracağı albümlerinin hepsinde Katibim şarkısı, Uska Dara ismiyle yer alacak, hatta sonra bu şarkı onu Türkiye’ye bile sürükleyecektir.

Sonra

1960’lara kadar film ve Show dünyasında olan Eartha Let’s do it, Champagne Taste, C’est si bon, Monotonous, Santa Baby, Uska Dara gibi şarkılarıyla dünyaca tanınır. Sahnedeki cesaretli ve cazibeli bir kadın, özel yaşamında kendisini utangaç ve yalnız hisseden biridir. Herhalde çok kötü anılar barındıran çocukluğu hep aklındadır. Sorulduğunda kendisine verdiği isim Güney’in pamuk toplayan kızı Eartha Mae’dir.

ABD’de siyahi hakları konusunda Eartha hep ön sıradadır. Amerikan tarihinde Afro-Amerikan ve beyaz askerlerin ilk kez aynı taburlarda mücadele ettiği Vietnam Savaşı’nı, pek çok Amerikalı gibi Eartha da haksız bulmakta ve gençlerin savaşa gönderilmesine karşı çıkmaktadır. Başkan L.B.Johnson’un eşi Lady Johnson’un Beyaz Saray’da verdiği bir öğle yemeğine katıldığında söylediği savaş karşıtı sözler Amerika’daki sanat hayatına bir süre ara vermesine sebep olur. O esnada orada olan United Press International muhabiri olayı şöyle geçecektir; E.Kitt, Lady Johnson’un Vietnam Savaşı hakkındaki düşüncelerini sorması üzerine, ülkenin en iyi gençlerini ölmek ve sakatlanmak üzere Vietnam’a gönderiyorsunuz! Onlarsa esrar kullanıyor ve kafayı buluyor. Okula gitmek de istemiyorlar çünkü biliyorlar ki bir süre sonra annelerinden koparılıp vurulmak için Vietnam’a gönderilecekler demiştir. Yani Eartha bir şekilde ABD başkanının emriyle kara listeye alınmıştır. Amerika’da çalışamayan ve tüm anlaşmaları iptal edilen Eartha zorunlu olarak yine Avrupa’ya gider. Ancak 1978’de Demokrat başkan Jimmy Carter’ın kendisini Beyaz Saray’a davet etmesiyle, ülkesi ile arasındaki sorun çözülür. 2001 yılında yapılan bir röportajında yıllarca FBI ve CIA kara listesinde iken ne hissediyordunuz diye sorulduğunda; ” Yanlış bir şey yapmamanın gücü beni ayakta tuttu. Anne ve babalar halen bana savaşın bitmesi için verdiğim katkıdan dolayı teşekkür ediyorlar.” der.

1960 yılında evlenen Eartha hayat boyu hem sanatını hem de politik aktivistliğini birlikte sürdürür. Eartha, Güney Afrika Cumhuriyeti’nin ırkçı Apartheid politikasına da karşıdır, Afrika’da konserler verir. 1970’lerde eşcinsel hakları için düzenlenen pek çok organizasyonda çekinmeden yer alır. Dört lisan konuşan Eartha ondan fazla dilde şarkı söylemektedir. 35 filmde rol almış ve sayısız plak doldurmuştur. 1960’lardan itibaren 2000’e kadar sanat dünyasında olmuştur. 1960-2008 yılları arasında yaptığı film ve Televizyon programları ile 6 kez Emmy ve Annie ödüllerini kazanmıştır.

2008 yılında 81 yaşında iken kalın barsak (kolon) kanserinden vefat eder. Türkiye Cumhuriyeti’nde güzel günler geçirmiştir, İstanbul’u sevmiştir, Ahmet beyin önerisiyle okuduğu Katibim şarkısı da kariyerinde önemli bir nokta olmuştur.

 

Prof.Dr. Ali Fuat KALYONCU

 

 

Visits: 988

Lütfen Beğeninizi Paylaşarak Bize Destek Olunuz
Sosyal Medyada Paylaşın: