Vizyonumuz
''Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmaz.''

  • DOLAR
  • EURO
  • ALTIN
  • BIST
FERAYE SÜNEV ÇOKGÜRSES & KAAN ARER – BACAK ARASINDAN TÜRKİYE

FERAYE SÜNEV ÇOKGÜRSES & KAAN ARER – BACAK ARASINDAN TÜRKİYE

“Toplumların da bireyler gibi karakteristik özellikleri vardır. İskoçların pintiliği, İngilizlerin züppeliği, Akdeniz insanının sıcakkanlılığı, Arap ülkelerinin dünyayı hep bir çağ geriden takip etmeleri gibi. Amerikalıların vurdumduymazlığı, Almanların kendini beğenmişliği, İtalyanların zıpçıktılığı, Fransızların kibarlığı gibi. Bizim de doğal olarak, belli başlı özelliklerimiz var elbette. Nedir derseniz, öncelikle şunu söyleyeyim, asla kötü bir toplum değiliz. Merhametliyiz, yardımseveriz, bonkörüz. Zaaflarımız da var elbette: fark etme yeteneğimizi geliştiremememiz, gerçekleri görme konusunda becerikli olamamamız, çabuk inanmamız. Yadırgamayın ama çarçabuk gaza gelen bir toplumuz. Mantığımızı çok fazla devreye sokamıyoruz. Bir kötü yanımızsa okumayı pek sevmiyor oluşumuz; televizyonun delisiyiz, internetin başından kalkmıyoruz. Diziler deseniz hastasıyız! Ama asla kitap okumuyoruz. TÜİK’in 2014 yılı verilerine göre günde altı saat televizyon izleyip, üç saat internet kullanırken kitap okumaya günde sadece bir dakika zaman ayırdığımız ortaya çıktı. Türkiye’nin kitap okumada dünya ülkeleri arasındaki sırası ise seksen altıncılık.

Aşk kitaplarının yazarları ne şanslı! Vatandaşım okudu mu, aşk kitapları okuyormuş. Bu satırları okuyunca ne bulacağınızı şimdiden bilin ki zamanınızı boşa harcamayın. Bu kitabın hamuru kadın, mayası ise ben. Aşk maşk yok bu kitapta. Her yaşta kadını çilesiyle, çaresizliğiyle a ’dan z ’ye tanıyan bir kadın doğum uzmanının kaleminden okuyacaksınız bu defa. Öyle şeyler anlatacağım ki, zaman zaman kanınız donacak, zaman zaman gözleriniz yaşaracak.”

…………….

KENDİ KENDİNE SEZARYEN

“2000 yılında Meksika’da ilk kez yaşandığı sanılan bir olayda kadının biri sağlıklı bir erkek bebek dünyaya getiriyor. Elektrik ve su bulunmayan, en yakın hastaneye sekiz saat uzaklıktaki bir bölgede yaşayan kadın, mutfak bıçağı kullanarak kendi kendine sezaryenle doğum yapıyor. Bakıyor ki normal doğum yapamayacak, bir kaç kadeh attıktan sonra karnını bıçakla keserek çıkarıyor bebeğini. Bilincini kaybetmeye yakın çağırttığı bir hemşire de yarayı alelacele dikiş iğnesiyle dikip, kadını hastaneye naklediyor. Doktoru, dünyada “ilk” olduğunu sandığı bu olayı tıp dünyasına bir makaleyle yayımlıyor. Ancak bu makale yayımlandıktan sonra ortaya çıkıyor ki bu vaka ilk değil. İlk kendi kendine sezaryen, 1996 yılının Mayıs ayında Manisa’da, doğum sancılarına dayanamayıp, çocuklarının da yardımıyla kendisine jiletle sezaryen yaparak dünya literatürüne giren Halime Yılmaz tarafından gerçekleştiriliyor. Bebeğini çıkarıp karnına on dikiş attıktan sonra bayılan kadın, komşuların haber vermesi sonucu bebeğiyle birlikte hastaneye kaldırılıyor. Bebek sağlıklı olduğu için gözetim altına alınıyor, anne ise içinde jiletin yarısının kaldığı rahmi alınarak hayata döndürülüyor.”

……………..

ENSEST SUÇU

“Türkiye’de ensest suçunu %57 öz babalar, %4 öz ağabeyler, %13 yakın akrabalar, %26 ikinci derece akrabalar işliyor…………………….

Enseste uğrayan bu çocuklara, ne kadar utanç vericidir ki %57 gibi bir oranda öz babaları dokunuyor! Üstelik bu, dört kadından birinin başına geliyor.Şuna emin olun ki bütün bu yaşananlar, fakir aile sendromu değildir.”

Visits: 23

Lütfen Beğeninizi Paylaşarak Bize Destek Olunuz
Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN